KAYBOLAN SENELER
- Zerhame
- 13 Haz 2022
- 4 dakikada okunur
Yazar Ceylinaz Çelik - 13 Haziran 2022

Karakterler:
-Zehra
-Zehra'nın annesi
-Zehra'nın babası
-Hayali öğrenciler
-Yunus
-Garson
-Kırtasiye çalışanı
-Röportör
-Küçük çocuk
-Zehra'nın odası-
(alarmın sesi ile sahne hafifçe aydınlanır,
Zehra alarmı kapatır ve yataktan kalkar.)
(içeriden gelen sesler ile hızlıca odasından çıkar.)
Anne: (sahne dışına doğru bakarak) Yeter artık daha kaç defa uyaracağım seni, çantanı geceden hazırlayacaksın. Senin yüzünden geç kalıyoruz.
Baba: (elinde telefon ile sahneye girer) Tamamdır Ali Bey iyi günler görüşmek üzere. (gergince telefonu kapatır, anneye dönerek) yine maaşlardan kısacaklarmış bu ay. Şirket dardaymış. (derin bir nefes verir.)
Anne: Bir bu derdimiz eksikti zaten yine başımıza gelmeyen kalmadı ama ben dedim sana… (kendi kendine konuşarak sahneden çıkar.)
(Tüm aile bireyleri sakince sahneyi terk eder sadece Zehra kalır.)
Zehra: Size de günaydın. (sinirle sahneden çıkar.)
(ışıklar söner)
-İstiklal Caddesi-
(sahne yeniden aydınlanır)
(Zehra sahneye girer ve arka tarafta bulunan marketleri,kafeleri teker teker gezer. En sonunda nefes nefese bir şekilde seyirciye döner.)
Zehra: Bu memleketin de ne derdi biter ne tasası, şu hale bak atanamadım, hayalime kavuşamadım eyvallah lakin bir markette işe bile giremiyorum. Çalışmam lazım eve üç beş kuruş para götürmem gerek.
(hemen yan tarafındaki kafede bir sandalyeye oturur ve orada uyuyakalır.) (ışıklar kapanır)
(ışıklar geri açılır, ve geri söner)
-Zehra'nın rüyası, sınıf-
(ışıklar bir daha açılır ve Zehra içeri girer, üzerinde bir elbise vardır ve saçı örülüdür. Işık sadece Zehra'nın üzerine düşer ve Zehra'yı takip eder.)
Zehra: Günaydın çocuklar! (çocuksu bir heyecan içerisindedir elindeki defteri bırakır ve sahnenin ortasına geçer.)
(ışık tüm sahneyi aydınlatır ve öğrenciler görünür. Hepsi gülümseyerek Zehra'ya bakıyordur.)
Öğrenciler: (tek bir ağızdan) Günaydın öğretmenim.
Zehra: Oturabilirsiniz çocuklar. (gülümser ve öğretmen masasına yaslanır.)
(öğrencilerden biri el kaldırır ve diğer öğrenciler hafifçe gülerler.)
Zehra: Evet Yunus, seni dinliyorum.
(Yunus yerinden kalkar ve öğretmenine elindeki çiçekleri uzatır.)
Çocuklar: (tek bir ağızdan) Öğretmenler gününüz kutlu olsun öğretmenim!
(Zehra duygulanır ve dolmuş gözlerle kollarını açar, öğrenciler hızlıca koşar ve Zehra'ya sarılır.)
Zehra: Beni öğretmen yaptığınız için asıl size teşekkürler çocuklar.
(sahne ışıkları kapanır)
-İstiklal Caddesi-
(sahne ışıkları geri yanar)
(Zehra garsonun onu sarsması ile uyanır ve etrafa bakınır. Bulunduğu ortamın farkına varır ve garsona döner.)
Garson: Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ancak patron gönderdi eğer bir şey sipariş etmeyecekseniz gitmeniz gerekiyormuş. Diğer müşteriler ayakta kalıyor tekrardan kusura bakmayın.
Zehra: (hafifçe gülümser) Hayır asıl siz kusura bakmayın bende tam kalkıyordum zaten. Uyardığın için teşekkürler iyi günler. (çantasını geri takar ve hızlıca kalkıp yürümeye başlar, aniden durur ve etrafına kısaca bakınıp seyirciye döner.)
Zehra: Bu gördüğüm hayal olarak kalmamalıydı, öğretmen olabilmeliydim. Tek hayalimdi bu lakin olmuyor işte. Özel okullar desen, deneyimim yokmuş. (dalga geçerek) Sen beni işe almazsan, sen beni bir okula almazsan benim nasıl deneyimim olacak ki. Göz var izan var bu da anlaşılmayacak bir konu mu? (Zehra sert adımlarla yürümeye başlar ve akan gözyaşlarını siler.)
(Zehra gördüğü bir kırtasiyenin önündeki raftaki kitaplara bakar.)
Zehra: Bu kardeşimin öğretmeninin istediği kitap değil mi? Bari bunu alayım da eve eli boş dönmeyeyim.
(İçeriden kırtasiyede çalışan adam çıkar.)
Çalışan: İyi günler abla neye bakmıştın?
Zehra: İyi günler şu kitabın fiyatını soracaktım. (Alacak olduğu kitabı eline alır ve çalışana gösterir.)
Çalışan: Valla abla ne yalan söyleyeyim her şey iyice zamlandı. 150 oldu o kitap ama sana 135'e veririm.
Zehra: 150 mi? Kitap almaya geliyoruz canım Kitap basmaya değil ne olmuş bu fiyatların hali? (Zehra çantasından cüzdanını çıkarır ve cüzdanındaki paraları sayar fakat sadece 100 TL'si vardır. Parayı cüzdanına geri koyar ve kitabı bırakır.) Bu devirde de bir şey alamaz olduk neyse en olmadı ikinci el alırız. (çalışana bakarak) kolay gelsin, hayırlı günler.
Çalışan: Hayırlı günler abla.
(Zehra yeniden seyircilere döner.)
Zehra: Artık hiçbir şeye param yetmez oldu ne çalışabiliyorum ne geçinebiliyorum. Hem çalışsam ne yazar çalışan da geçinemiyor ki baksana babamların haline tüm aile boynu bükük geziyoruz etrafta kim bilir daha neler gelecek başımıza.
(yan taraftan gelen gürültü ile o tarafa döner. Bir sürü insan, basit bir düzenek ile kurulmuş bir röportaja katılmaya çalışıyorlardır.)
(Zehra gizliden oraya yaklaşır ve insanları dinlemeye çalışır ama o kadar çok kişi bir ağızdan konuşuyordur ki dinlemesi mümkün değildir. Zehra bu gürültüye dayanamaz.
Zehra: (bağırarak) Aaaaa yeter be! Kusura bakmayın ama biraz sakin olabilir misiniz? Birinizin dediğini diğeri dinlemiyor her kafadan ayrı bir ses, ayrı bir gürültü bu nedir Allah aşkına?!
(Bu konuşma üzerine röportaj yapanların dikkati Zehra'nın üzerine yoğunlaşır.)
Röportör: Sizde bu konu hakkında yorum yapmak ister misiniz hanımefendi?
Zehra: Kusura bakmayın da soruyu bir daha sorabilir misiniz?
Röportör: Tabii ki, sizce ülkemiz şuanda nasıl bir durumda?
Zehra: (hafifçe gülümser) Yani bu soruya karşı cevabım bakış açısına göre değişir. Öncelikle demek isterim ki gerçekten çok güzel bir ülkede yaşıyoruz ve şahsen bu ülkenin bir vatandaşı olduğum için gururla doluyum.
(etraftaki insanların bazıları hafifçe alkışlar)
Zehra: Lakin şuanda yaşadığımız bazı sorunlarımız var, kendimden örnek vermem gerekirse ben üniversite mezunu bir bireyim fakat istediğim mesleği yapamıyorum. Benim en büyük hayalimdi öğretmen olmak fakat şuanda yaşadığım şehirde öğretmen olamıyorum, burada ailemin yanında olmazsam nerede olacağım ki? Bende isterim başka şehirlerde eğitim vermek lakin param yok. Kusuruma bakmayın fakat yaklaşık bir iki saattir burada minik bir kafede çalışmak için kapı kapı dolaşıyorum. En azından para kazanayım da öyle gideyim, hem gidince bir ev kiralayacak param olur. Ama yok hiçbir yerde kendime iş bulamıyorum. Ben artık kendimi geçiyorum benim ailem de geçinemiyor ki. Her şey pahalı olmuş artık. Az önce kardeşime ihtiyacı olan bir kitabı alayım dedim. Kitap olmuş 150 TL, ben çalışmıyorum bile nasıl vereyim o parayı. Benim en büyük sorum şu biz neden özgür bir hayat yaşayamıyoruz?
(Zehra konuşmasını bitirir ve hafif nefes nefese çevresine bakar. Kısa bir sessizliğin ardından herkes Zehra'yı alkışlamaya başlar.)
(Küçük çocuğun biri Zehra'ya yaklaşır.)
Çocuk: Şuanda öğretmen olamayabilirsiniz ama benim için siz bir öğretmensiniz artık. Hem bugün öğretmenler günü öğretmenler gününüz kutlu olsun, öğretmenim.
(Zehra gözyaşları içinde çocuğa gülümser.)
Zehra: Beni öğretmen yapan şey birinin beni öğretmen yerine koymasıdır. Senin gözünde bir öğretmensem ne mutlu bana.
(Çocuğa sarılır ve ışıklar kapanır.)
Muazzam 👏